Teknopark Ankara’da Sona Gelindi
İki etaptan oluşuyor
2014 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile teknoloji geliştirme bölgesi (TGB) ilan edilen, 130 bin metrekarelik kapalı alandan ve iki etaptan oluşan Teknopark Ankara, Ar-Ge ofislerinin yanı sıra firmalara ortak ve bireysel üretim alanları sunuyor. Ankara’da faaliyet gösteren birçok üniversite ile işbirliği faaliyetleri geliştiren teknopark, sanayi bölgesi içerisinde olması ve üretim alanları barındırmasının avantajını kullanarak, teknolojiyi ve bilgiyi sanayiye entegre ederek ileri teknoloji ve katma değeri yüksek ürün üretebilecek. Teknopark Ankara’da savunma, medikal, makine sanayi ve elektrik-elektronik, bilişim ve yazılım sanayi öncelikli alanlar olarak belirlendi. Teknoparkta ayrıca TTO hizmetleri, tasarım merkezi, test merkezleri, prototip merkezi, ihracat geliştirme merkezi, girişimcilik akademisi de yer alacak.
Nanoteknoloji üssü
İvedik OSB ve Teknopark Ankara Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gültekin, kurucu ortakları arasında İvedik OSB ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin yer aldığı Teknopark Ankara’nın aralık faaliyete geçeceği müjdesini verdi. Sanayi Gazetesi’ne konuşan Gültekin, 5 bin kişiye istihdam sağlayacak ve 200’ün üzerinde firmaya ev sahipliği yapacak teknoparkta, Nanoteknoloji Merkezi, Endüstriyel Tasarım Merkezi, Medikal Test Laboratuvar ve Kalibrasyon Merkezi de kuracaklarını anlattı. Gültekin, “Teknopark Ankara sadece Ar-Ge yapan, araştırma yapan firmalardan ibaret bir yer olmayacak. Burayı nanoteknolojiye dönük çalışmaların üssü haline getireceğiz. Bir bloğumuzu onun için ayırdık” dedi. Bununla birlikte firmaların ortak Ar-Ge faaliyetlerini geliştirmelerinin öneminden bahseden Gültekin “Firmaların ortak Ar-Ge çalışmalarıyla nihai ürün elde etme çalışmalarına özel alanlar ayrılacak. Doğal bir kümelenme ekosistemi oluşturulacak” dedi.
Kümelenmeler kurulacak
“İvedik OSB’de var olan kümelenmeleri geliştireceğiz. Maalesef Türkiye’deki kümelenmelerin hiçbir nihai ürün anlamında çıktısı yok. Biz bu anlamda fark yaratmak istiyoruz. Kümelenme yapmak isteyen sektörleri bir araya getirip, onlara Teknokent Ankara’da imkanlar sunacağız. Bu firmaları ortak Ar-Ge çalışması yapmaya yönlendireceğiz. Firmalar, yapacakları projenin çıktısını alma mecburiyetinde olacaklar. Gözleriyle somut olarak bir şeyi görmezlerse, insanları bir yerde toplamanız mümkün değil. İcraatları görmeleri gerekir. Öncelikle burayı büyük test laboratuvarları, kalibrasyon merkezleri, ölçüm aletlerinin olduğu bir teknokent haline getireceğiz.”
Sadece Ar-Ge yapılmayacak
“Teknokent Ankara, sadece Ar-Ge yapan, araştırma yapan firmalardan ibaret bir yer olmayacak. Burada nanoteknolojiye dönük çalışmalar da yapacağız. Bir bloğumuzu onun için ayırdık. Bunun dışında ikinci etap yapılanmamız var. Burada tamamen uygulama alanları olacak. Burada Ar-Ge merkezi olma kapasitesine sahip firmalara da yer vereceğiz. Ar-Ge merkezi olarak teknoparkımızdan mezun ettiğimiz firmaları yine bu ekosistem içerisinde tutma hedefinde olacağız. Teknokentte bir de kulemiz olacak. Yazılıma dönük olması planlanan kulede, teknokentte uygulama yapan firmaların büroları bulunacak. Yani ikinci etapta, ağırlıklı olarak uygulama alanları olacak. Burayı özel sektöre, tabiri caizse ‘kat karşılığı’ vererek, çalışma yürüteceğiz.”
Kendi kanatlarıyla uçacaklar
“Üretim yapabilecek yerlerle ilgili kurgumuz şu; firmaları yetiştireceğiz, belli bir noktaya getireceğiz. Kişiler ‘kanatlarımla uçabilirim’ dediği an onları serbest bırakacağız. Daha büyük bir OSB’ye ya da İvedik OSB’de başka bir yere geçmek isteyebilirler. Fakat biz ürün elde eden firmaları yalnız bırakmayacağız. Onlara mali açıdan destek olacağız, belki melek yatırımcısı olacağız. Türkiye’de katma değer üretecek ürünleri başıboş bırakmayacağız.”
Ar-Ge’ye bakış
“Bizim teknokent yapmamızın asıl amacı şu; böyle bir tesis yaparak insanların dikkatini çekmek istedik. İvedik ve Ostim bölgesi için kalite anlamında eşik değer oluşturduk. İnsanların yapılarımızı görüp buraya uğrayarak bilgi almasını, burada Ar-Ge yapılacağını bilmesini hedefledik. Ar-Ge kültürünü yaygınlaştırmayı, geleneksel yapıdaki düşük teknolojili firmaları Ar-Ge yapmaya teşvik etmeyi amaçladık. Binamızı yapmadan önce yapılan envanter çalışmasında Ankara’da faaliyet gösteren 15.250 işyeri gezildi. Bunlar içinde Ar-Ge kültürüne sahip sadece 817 firma tespit ettik. Bu şu demektir; Türkiye’de Ar-Ge kültürünün varlığından söz etmek mümkün değil. Düşük teknolojiden orta ve yüksek düzeyli teknolojiye geçiş yapmak için hem saha çalışması yaptık hem de görsel olarak bu teknokenti inşa ederek insanların gözüne hitap ettik ve merak uyandırdık.”
Genel ve yerel
“Ar-Ge kültürünü genelleştirmek ve yerelleştirmek gerekir. Dağ başındaki çobanın bile Ar-Ge hakkında bilgi sahibi olması lazım. Her ülkenin bir stratejisi var. Hindistan, teknoloji ve Ar-Ge’de gelişebilmek için, üniversite eğitiminde teknoloji ve bilime ağırlık vermiş. Hindistan’daki bilimsel ve teknolojik çalışma yapan üniversite mezunu sayısı Avrupa ve Amerika’nın nüfusu kadar. Oysa Türkiye’nin Ar-Ge ve teknoloji konusunda bir stratejisi yok. Bununla ilgili Üretim Reform Paketi’ne bazı maddeler koyulmuş. Yarım dönem işyeri eğitimi almaları, akademisyenlerin bir sene izinli olarak araştırma yapabilmesi gibi düzenlemeler var. OSB’lerde emlak vergisinden 5 yıl muafiyet ve sonra yüzde 75 indirim desteği vermişler ama bunlar yeterli değil. Eğer biz 500 milyar dolar ihracat hedefine dönük çalışma yapacaksak, katma değeri yüksek mal üretmemiz gerekir.”
“Küçük sanayi sitelerine ihtiyaç var”
“Her OSB’de küçük sanayilerine ihtiyaç vardır. Türkiye’de ve dünyada küçük sanayisi olmayan hiçbir bölge ya da vilayet kalkınamaz, OSB’ye doğru geçiş yapamaz. Önce herkes küçük sanayide buluşacak, orada eğitimini alacak, uygulamasını yapacak. Sonra yer yetmemeye başlayınca orta ölçekli sanayilere geçilecek. Küçük sanayiler OSB’lerin temelidir. Teknolojiyi yerelleştirmek ve genelleştirmek için sadece üniversite ve OSB’ler içinde değil, küçük sanayi merkezlerinde de teknokent ve Ar-Ge merkezleri açmak gerekir.”
“Her OSB’ye şart”
İvedik OSB ve Teknopark Ankara Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gültekin:
OSB’lerin kuruluşunun üzerinden siyaseti kaldırmak lazım. Küçük yerleşim yerlerine OSB açılıyor. Bu OSB’lerde firma yok ki OSB kursanız ne olacak? Talep olmayan yerde arz etmenin anlamı olmaz Mevcut çalışan OSB’lere mutlaka teknokent ya da Ar-Ge merkezlerinin kurulmasının şart olduğunu düşünüyorum. OSB’lerin daha hareketli, katma değeri yüksek mal üretmek için teknokent ve Ar-Ge merkezi kurmasında fayda var. Katma değeri yüksek mal üretemezseniz, büyük OSB’lerde fason mal üreterek ülke ekonomisine ne kadar katkıda bulunabilirsiniz? Dünya artık nanoteknolojiye dönüyor. Katma değeri yüksek mal üretmek için Ar-Ge merkezleri ve teknokentler lazım. Bence Türkiye’de daha çok OSB kurmak yerine buna ağırlık verilmeli.
Kaynak: http://www.sanayigazetesi.com.tr/tgbler/teknopark-ankarada-sona-dogru-h12481.html
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.