Üniversitemiz Tıp Fakültesi’nin 2017-2018 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni Millî Eğitim Bakanlığı Şura Salonunda gerçekleştirildi.

Programa Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Başkan Vekili ve öğretim üyemiz Sn. Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi ve öğretim üyemiz Sn. Prof. Dr. Zeliha Tufan Koçak, YÖK Üyeliği Yapmış Prof. Dr. Abdullah Çavuşoğlu, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Fatih Vehbi Çelebi, Tıp Fakültemiz Kurucu Dekanı Prof. Selami Akkuş, Tıp Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Reyhan Ersoy, Diş Hekimliği Dekanımız Prof. Dr. Metin Orhan, akademisyenlerimiz, öğrencilerimiz ile aileleri katıldı.

Program Saygı Duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda Tıp Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Reyhan Ersoy ile Kurucu Dekan Prof. Dr. Selami Akkuş, YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. M. İ Safa Kapıcıoğlu ve birinci öğrencilerimiz konuşma gerçekleştirdiler.

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reyhan Ersoy açılış konuşmasında, ” İlk mezunlarımızı verdiğimiz bu tarihi törende “Tıp Fakültesi Dekanı” olarak bu konuşmayı yapmak bana büyük bir onur ve mutluluk veriyor. Bu yıl fakültemizden toplam 151 öğrencimiz mezun oluyor. Bunların 14’ü yabancı uyruklu öğrencilerimiz.  Pek çok tıp fakültesinde olduğu gibi kız öğrencilerimiz çoğunlukta ve ben onları özellikle kutluyorum.
İzninizle, konuşmamın başında bugüne gelişimizin öyküsünü kısaca anlatmak istiyorum: Fakültemiz, üniversitemizle birlikte 2010 yılında kuruldu ve benim de dahil olduğum ilk öğretim üyeleri aynı yıl içinde atandı.  2011-2012 Eğitim Öğretim yılında önce Tıp Fakültesi İngilizce Programına, 2012-2013 Eğitim öğretim yılında ise Türkçe Programına öğrenci kabul edildi. Eğitime Etlik yerleşkesinde başladık, daha sonra Yaşamkent’ te devam ettik. 2014–2015 eğitim-öğretim yılında Yaşamkent maceramız sona erdi ve Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin M Blogunda oluşturduğumuz 2 derslikte eğitim yılına başladık. Yeri gelmişken, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Yenimahalle Eğitim ve Araştırma hastanesinin değerli yöneticileri Prof. Dr. Kasım Kılıçarslan ve Prof. Dr. Gülten Kıyak’ın şahsında bu kurumlara, öğrencilerimizin eğitim sürecine vermiş oldukları katkılardan dolayı teşekkür ederim. Fakültemize ait eğitim ve dekanlık binamızın yapımına 2013 yılında başlandı. İnşaat 2014 yılında tamamlandı ve taşındık. Değerli akademisyenlerimiz fakültemize ve bugün mezun ettiğimiz öğrencilerimizin eğitimine katkılarınızdan dolayı fakültemiz adına hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.  Sizleri zorlu eğitim sürecini başarıyla tamamlamanızdan dolayı yürekten kutluyorum. Hekimlik hayatınızda da daha büyük ve önemli işlere imza atmanızı diliyorum. Altı yıl önce bu Fakülteye başladığınız günleri hatırlayın. Üniversitemizin geçirdiği aşamaların en iyi tanığı sizlersiniz. Üniversitenizle, fakültenizle her zaman övünün ve onlara sahip çıkın.  Size güle güle demiyorum; genç meslektaşlarımız olarak aramıza hoş geldiniz diyorum.” dedi.

Rektörümüz Prof. Dr. Metin Doğan açılış konuşmasında, ” Hepiniz uzaktan veya yakından buraya teşrif ederek,  Bu gün, bu güzel ortamda bizim sevgili yavrularımız ama aynı zamanda sağlık ordusunun en genç neferleriyle ile birlikte olduğunuz, sevinçlerine ortak olduğunuz için hepinize teşekkür ediyor ve hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin sevgili öğrencileri, zorlu geçen 6 yıllık bir  maratonun ardından, bütün bu emeklerin semeresini alacağınız ve bundan sonraki hayatınıza, yeni bir  yön vereceğiniz bir dönemin eşiğindesiniz. Bitmek  tükenmek bilmeyen sınav maratonunu tamamladınız ve her biriniz tıp doktoru olmaya hak kazandınız.  Ben öncelikle, başarıyla zorlu engelleri aşarak, bitiş çizgisine ulaştığınız için hepinizi kutluyorum. Bu geçen altı yıl boyunca, gece gündüz sizin için çalışan, Dünya’da  bilimin gelmiş olduğu  en üst seviyede donatan ve  en iyi şekilde yetişmeniz için ellerinden gelen tüm çabayı gösteren, ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan ve sizleri meslek hayatına hazırlayan, çok değerli öğretim üye ve elemanlarını da kutluyorum. Onları da bu kutsal çabaları da  her türlü takdire değer diye inanıyorum. Tıp Eğitimi Dünya‘da lisans eğitimleri içerisinde tartışmasız en yorucu ve yıpratıcı olanıdır. Buna bir de yeni  kurulmuş bir üniversitenin ilk öğrencileri olma durumu eklendiğinde bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum. Sevgili öğrenciler ve kıymetli genç meslektaşlarım, bu geçen 6-7 yıllık süre içerisinde sizler de üniversitemizin gelişme sürecine yakından şahit oldunuz. Kimi zaman ağladınız; kimi zaman güldünüz. Kimi zaman kızdınız , kimi, zaman takdir ettiniz, ama şundan şüphe yok ki bütün öğretim üyeleri olarak bizler, sizleri kendi evlatlarımızdan hiç ayırmadık ve bir aile sıcaklığı içerisinde bu zorlu dönemleri hep beraber atlatmamız için elimizden gelen çabayı gösterdik. Bundan sonraki hayatınızda bu 6-7 yılı ve üniversitede geçen günlerinizi hiç unutmayacaksınız.  Bu zorlu dönemde öğrencisinden yöneticisine, idari personelinden akademisyenine bu gönül birlikteliğine katkı veren herkese de ayrıca teşekkür ediyorum. Sevgili genç meslektaşlarım, geleceğe umutla bakmaktasınız. Bütün bu saydığımız olumsuzluklara rağmen, Türkiye’nin başkenti Ankara’da bir devlet üniversitesinde iyi bir üniversite eğitimi dönemi geçirdiğinize yürekten inanıyorum. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi genç bir üniversite olmasına rağmen Türkiye’de öğretim üyesi başına düşen yayın ortalamasının en iyi ilk 10 üniversite arasındadır. Hatta bunda en büyük katkı hiç kuşkusuz Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin çok değerli akademik çalışmalarından elde edilmiştir. Sevgili genç meslektaşlarım üniversitede edindiğiniz güncel teorik ve pratik bilgiler bundan sonraki  meslek hayatınızda her zaman en büyük rehberiniz olacaktır. İnanıyorum ki, bu donanımla gerçek hayatın önünüze çıkaracağı her türlü problemi aşacak güçtesiniz. Bir insana hayat vermek, onun acılarını dindirmek kadar kutsal bir şey yoktur. Bunun manevi hazzı hiçbir maddi şeye değişilmez. İşte bu anlayışla hem kendi vatandaşlarımıza hem de Dünya’nın dört bir yanından şifa bulmak umuduyla sizlere başvuran insanlara şifa dağıtacaksınız. Toplumda da her zaman buna uygun saygıyı da hak edeceksiniz. Sevgili gençler, Üniversitelerin sorumluluğu sadece yetiştirdikleri öğrencilere meslek endindirmekle sınırlı değildir.  Üniversiteler, topluma bilimsel, kültürel ve sosyal anlamda rehberlik edebilecek entelektüellerin de yetişeceği kurumlardır. Üniversitemiz, dünyanın her ülkesinden öğrencilerin tercih ettiği  bir üniversitedir. Öğrencilerinin %10’unu yurt dışından kabul eden Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, diğer üniversitelerden farklı olarak, öğrencilerinin %30’u yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden oluşan bir “Araştırma Üniversitesi”dir. İşte sizler Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinin bu ‘’Uluslararası Araştırma Üniversitesi Olma’’ vizyonunu gerçekleştirecek öncülerisiniz. Hepiniz en az aileleriniz için olduğu kadar; bizim için de kıymetlisiniz.  Ekonomik, sosyal, kültürel açıdan bölgesinde ve dünyada lider olma çabasında olan ülkemizde, sizler bir yandan en kutsal görevlerden birisi olan hekimlik mesleğini icra ederken; diğer yandan içinde bulunduğunuz topluma ışık saçan yol gösteren, örnek olan entelektüeller olacaksınız. Ülkemizi 2023,2051,2073 hedeflerine taşımada da önemli bir görev üstleneceksiniz. Sevgili meslektaşlarım, Arzu ederim ki;  bu günden sonra da üniversitenizle bağınızı kesmeyin, mezunlar derneğine üye olarak, bu bağı  güçlendirin, aynı ülküyle gelecek kuşaklara yol gösterecek, destek olacak iyi rol- modeller olun. Umuyorum ki pek çoğunuz  tıpta uzmanlık eğitimine de devam ederek mesleğinizde bu çıtayı daha yükseklere taşımanın gayreti içerisinde olacaktır. Bu eğitim sırasında da Üniversitenizde ne kadar iyi bir eğitim aldığınızın farkına varacaksınız. Sevgili öğrenciler, Her zaman söylediğimiz gibi  iyi bir eğitim almak, iyi bir kariyer yapmak, iyi bir doktor olmak ve iyi bir akademisyen olmak kadar veya ondan daha önemlisi, iyi bir anne, iyi bir baba, iyi bir eş, iyi bir evlat ve en önemlisi de maddi ve manevi açıdan iyi bir insan olmaktır.  Değerli hocalarınız, sizlere maddi manevi her anlamda doğru ve iyi özellikleri kazandırmak için ellerinden gelen çabayı gösterdiler. Sevgili öğrenciler, sizler için sözlerime Hz. Mevlana’nın bir dörtlüğüyle son vermek istiyorum.  Ne demiş Mevlana  ‘’ Yok olmayı istemiyorsan iyi şeylerden evladın olsun. İyiliklerin Bükülmüş ipliğidir  kalan, O’dur dünyaya direk olanların Canı’’ sizden hem kendi adıma, hem  hocalarınızın ve hem de  ailelerinizin adına beklentim. Bu yöndeki çabalarımıza  en iyi karşılığı vererek  iyi evlatlar, iyi insanlar ve iyi hekimler olmanızdır.   Bu yıl sonunda  kurucu rektörlüğünü yaptığım Üniversitemiz Rektörlüğündeki  son yılım, gelecek yıl törende belki başka bir hocamız konuşacak ve  Hz.Mevlana’nın başka bir değişiyle, hitap edecek diyecek ki ‘’ Dünle gitti cancağazım, ne varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım. ‘’ diyerek yola çıkacak. Ve üniversiteyi yeni başarılara götürecek. Ben şimdiden hepinizden helallik diliyorum. Hakkınızı helal ediniz. Ve son olarak Sevgili gençlerin çok değerli aileleri, Bu gün çocuklarınızla ne kadar övünseniz azdır. Onlar bu zorlu dönemleri aşarak bu güne geldiler. Bu gün sizler de, vermiş olduğunuz emeklerin boşa gitmediğini görmekten dolayı ne kadar gurur duysanız azdır. Sevgili Genç meslektaşlarım, Bundan sonraki hayatınızın da yüksek öğrenimdeki bu son gününüz kadar mutlu, heyecanlı ve başarılı olmasını diliyorum. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.” dedi.

Program sonunda öğrencilere mezuniyet belgeleri verildi. Mezun öğrenciler Hipokrat Yemini ettiler.

Büyük coşku ile gerçekleştirilen program kep atma töreninin ardından sona erdi.