Yılbaşı, geçen yılın muhasebesinin yapıldığı, geleceğe dair amaç ve hedeflerin gözden geçirildiği an olması hasebiyle sembolik bir önem arz etmektedir. Bilimsel, sosyal ve kültürel alanda yapılan etkinlikler, ulusal ve uluslararası ödüllerle taçlanan bilimsel çalışmalar, lisans ve lisansüstü düzeyde açtığımız programlar ve altyapı çalışmalarıyla uluslararası bir araştırma üniversitesi vizyonumuzu gerçekleştirme yolunda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ailesi olarak önemli adımlar attığımız başarılı bir yılı daha geride bıraktık.

Yılbaşı, geçen yılın muhasebesinin yapıldığı, geleceğe dair amaç ve hedeflerin gözden geçirildiği an olması hasebiyle sembolik bir önem arz etmektedir. Bilimsel, sosyal ve kültürel alanda yapılan etkinlikler, ulusal ve uluslararası ödüllerle taçlanan bilimsel çalışmalar, lisans ve lisansüstü düzeyde açtığımız programlar ve altyapı çalışmalarıyla uluslararası bir araştırma üniversitesi vizyonumuzu gerçekleştirme yolunda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ailesi olarak önemli adımlar attığımız başarılı bir yılı daha geride bıraktık.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi kuruluş itibariyle genç bir üniversite olmasına rağmen kadrosuna kattığı tecrübeli bilim insanları sayesinde ülkemizin bilimsel bilgi birikimine önemli katkılar sağlamakta bu güne kadar yürürlüğe koyduğumuz araştırma odaklı stratejinin orta ve uzun vadede bu çıtayı daha ileriye, daha yükseğe taşıyacağının işaretlerini vermektedir.

Üniversiteler sadece bilginin üretildiği değil, aynı zamanda üretilen bilginin ehil insanların elinde irfana dönüştüğü, insana ve doğaya fayda olarak servis edildiği yükseköğretim kurumları olmalıdır. Çatışmanın değil uzlaşmanın, kavganın değil hoşgörünün, dogmanın değil bilimsel bilginin hâkim olduğu kurumlar olmalıdır üniversiteler. Bu özellikleriyle toplumun tüm kesimlerine örnek olmalı ve toplumsal barışın mayası ve motoru vazifesi icra etmelidirler.

Haklının değil güçlünün söz sahibi olduğu mevcut dünya düzeninde hakkın sahibine teslimi için haktan yana olanın aynı zamanda güçlü olmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Gücün kaynağını bilgiden alması ve temel olarak yüzünün bütün olarak insanlığın faydasına dönük olması gerekirken maalesef bilginin yıkıcı, baskıcı ve sömürücü güce dönüşüp sadece hâkim olanların menfaatlerine hizmet ettiğine tanıklık etmekteyiz. Her türlü iç ve dış engellemelere rağmen son birkaç yıl içerisinde yaşanan gelişmeler ülkemize yeniden bölgesel güç ve küresel aktör olma fırsatını sunmuştur. Bu bağlamda yükseköğretim ve araştırma kurumları olarak üniversiteler de amaç ve hedeflerini bu doğrultuda güncellemeli, insanlığın ortak kazanımı olan bilginin insanlığın faydası ve refahı için kullanımına katkı sunacak alternatifler ortaya koymalıdırlar.

Bu duygularla, yeni yılın müspet anlamda zihinsel dönüşüme daha farklı bir ivme katmasını dilerken mesai mefhumu gözetmeden büyük fedakârlıklarla oldukça başarılı bir yıl geçiren Üniversitemizin bütün çalışanlarına teşekkür eder, 2016 yılının ülkemize ve tüm insanlığa barış, huzur, mutluluk, kardeşlik getirmesini diler, saygılar sunarım.

Prof. Dr. Metin DOĞAN

REKTÖR